Hayaller ülkesi Amerika...
Bu maceraya THY'nın San Francisco'ya direk uçuş
başlatmasını duymamla koyuldum. Her şey o ucuz uçak biletleriyle başlamıyor mu zaten.
Eylül ayından biletimi aldım, bilet fiyatları
1500 tl civarı idi; ancak Ankara'dan olduğunu düşünürsek bence çok uygun bir
fiyata uçtum.
İşte 12 günlük Batı Amerika maceram:
Özetle tamamen kendi planladığım road trip:
4gün San Francisco(SF), 3gün Los Angeles (LA), 1 gün Carmel, 2 gün San Diego
- 19-20 Nisan 2015: SF (Hostel: HI - San Francisco Downtown)
- 21 Nisan 2015: Araç kiralama ve güneye doğru yolculuk Sabah: Monterey Gece: Carmel (Hotel : Hofsas House's)
- 22
Nisan 2015: LA'a geçiş <Sabah: Carmel,Gece: Santa Barbaba (Hotel: Orange Tree Inn)>
- 23 Nisan 2015 San Diego'ya yolculuk + outlet
- 24-25-26 Nisan 2015: Los Angeles
- 27 Nisan 2015 : LA - SF (Delta Airlines)
- 27-31 Nisan 2015: SF
19.04.2015 -1.gün, San Francisco
China Town-Little Italy-TransAmerica
Saat 10.00 Ankara-
İstanbul ve 13.00 İstanbul - SF uçuşu ile yaklaşık 13.5 saatlik bir uçuş sonrası
San Francisco' ya indim. Hava kapalı... Her zaman önceden en iyi havaalanı
transfer şeklini araştırırım; ancak arzu ederseniz havalanındaki information
desklere de sorabilirsiniz. Ben en uygunu olan SF metrosu Bart ile (tek yön 8.65$)
Powell istasyonunda indim.
SF hotelleri çok pahalıydı; önceden rezervasyon yaptığım Hi San Francisco-Downtown'a doğru yürüyüşe koyuldum.
Ben rezervasyonlarda
www.booking.com'u kullanıyorum. Hem güvenilirlik hem de bir sorun olduğunda
çözümü hususunda yardımcı olunması konusunda son derece başarılılar. Hostelime
gelince; son derece merkezi konuma sahip; mükemmel bir hosteldi. Günlük 50 $
gibi bir ücret verdim; kahvaltı dahil 4 bayan kalınacak ensuite (yani banyos
içinde olan) bir odada kaldım.
Aramızda yerel saat olarak
Türkiye ile 10 saat fark vardı. Dolayısıyla biraz yorucu olsa da uçakta bolca
uyumuş olmak beni dinlendirmişti; saat 18.30 da hostelime varıp yerleştim ve
tatilimi beraber geçireceğim Brezilyalı arkadaşımı beklemeye koyuldum. Gabriella
benim 2008 senesinde Amerika seyahatimde kaldığım evdeki oda arkadaşım;
Brezilyalı bir hatun. Karşınızda bol bol kültür paylaşımı olan uluslar arası
bir seyahat öyküsü var... Umarım beğenirsiniz.
Buluşmamız sonrası hemen gezmeye koyulduk. Akşam yemeği için bir yerler ararken haritada China Town ve Little Italy bölgesine gitmeye karar verdik. Bu bölgeler otelimize çok yakın.
China Town'a giriş kapısından içeri geçince adeta Çin'de gibisiniz. Sağlı sollu Çin Restaurantları, küçük dükkanlar sizi bekliyor.
China Town |
Yürüyerek devam edip İtalyan bayrağını görmemiz ile Little Italy' de olduğumuzu
anlıyoruz.
Güzel bir İtalyan Restaurant' ına oturup bir pizza ve brucetto sipariş ediyoruz.
Ne kadar belli etmesek de yorulmuşuz, ama İtalyan dondurması-Gelatto yemeği ihmal etmeden buz gibi esen San Francisco rüzgarı ile hostele dönüyoruz.
Dikkat!!!
Güzel bir İtalyan Restaurant' ına oturup bir pizza ve brucetto sipariş ediyoruz.
Ne kadar belli etmesek de yorulmuşuz, ama İtalyan dondurması-Gelatto yemeği ihmal etmeden buz gibi esen San Francisco rüzgarı ile hostele dönüyoruz.
Dikkat!!!
San Francisco bu soğuk okyanus esintileriyle ünlü; ne
kadar sıcak da olsa öyle bir esiyor ki içiniz titriyor. Mutlaka akşamları daha
serin oluyor ve üstünüze bir şey alma ihtiyacı hissediyorsunuz. Biz ortalama
13-20 derecenin olduğu Nisan ayında gittik; yanınıza mutlaka hafif ama koruyucu
bir mont almayı ihmal etmeyin ve bol bol da hırka benden söylemesi...
20.04.2015 San Francisco 2.gün
Malum saat farkı 10 saat olunca biraz biyoloji etkileniyor. Sabah erkenden kalkıp günün planını yaptık. Bugün tam gün olarak San Francisco'da birlikte geçireceğimiz son günümüz. Ben Türkiye'ye dönüşüm öncesi 4 gün daha San Francisco'dayım ama yalnız.
Sabah ilk önce birlikte kahvaltı edip; "38 numaralı" otobüse binip "Painted Ladies" e gitmeye karar verdik. Hava puslu... Buz gibi bir esinti var; ama yine de taze havasıyla göz kırpıyor bize. İçimizde bir umut var güneş çıkacak diye; ama tabiki bir umut. Geniş sokaklardan yürüyerek Alamo Square'e vardık. Burası sanırım SF' nun en çok fotoğraflanan yerlerinden.
tercih ediyor. Brezilya'da da bu çorbadan çokmuş. Amerika'da en sevdiklerim listesinin başında içeceklerin "Refill" dedikleri -istediğiniz kadar doldurulabiliyor- özellikte olması ve tabiki asla suyu ücretlendirmemeleri. İster kola ister şarap ya da başka ne içerseniz için yanında da kocaman bir bardak suyunuz beraberinde gelir. $15.95'lık tadını pek beğenmediğim çorba sonrası zorunlu olarak doyuyorum. Ama denemeden bilemezdim; siz de mutlaka deneyin derim ve Boudin de için buranın en ünlülerinden.
21.05.2015 - 3.gün "Road Trip Başlıyor "
Küçük bir kasaba burası. Güzel bir hamburger menüsü sonrası Monterey Bay Aquarium' a gidiyoruz. San Francisco'daki Aquarium'u önermem; birini tercih edecekseniz mutlaka buna gidin.
Carmel' e akşam 17.00 gibi vardık. Sokakların hepsi birbirine benzer bol bol wine testing(şarap tadımı) ve küçük butikler var. İnanılmaz güzel ve özel şeyler var; ama tabiki bizim bütçemize pek uygun değil. Bakmakla yetinebilmek çok acı.
Yarın yolumuz Santa Barbara'ya doğru, umarım hava güzel olur.
Biz Hurst Castle a girmedik. http://hearstcastle.org/tour-hearst-castle/ Burası George Hearst tarafından 1985 yılında 40.000 dönümlük satın alınarak tarihine başlamış; 1919 yılında, miras yolu ile kaldığı William Randolph Hearst sayesinde 250.000 'den fazla dönüm büyüyen İspanyolcada 'la Cuesta Encantada' olarak adlandırılan "Büyülü Tepesi." 1947 yılında Hearst ve mimar Julia Morgan Hearst Kalesi' ni yaratmış : 165 oda ve 127 dönümlük bahçeler, teraslar, havuzlar ve yürüyüş yolları; hepsi Hearst özelliklere ev ve onun efsanevi sanat koleksiyonunu sergilemek için inşa edilmiş. İlgisini çekenler için yazdım. Yukarıdaki internet sitesinden turlara rezervasyon yapabilirsiniz. Bekleyen otobüsler ile kaleye çıkartılıp rehber eşliğinde gezdiriliyorsunuz. $25 civarı , oradaki bir bayana danıştığımızda en çok tercih edilenin grandtour olduğunu söylemişti. İlgilenlerin dikkatine...
Devam edince yol boyunca deniz aslanlarını sail şeridi boyunca görmemek mümkün değil. O kadar fazlalar ki. Amaçları deri değiştirmek olan bu zararsız hayvanlar, karaya çıkıyorlar ve bir nevi peeling yapıyorlar. Ancak kötü bir haber buranın inanılmaz kokusu!!! Koşarak arabaya gitmeme sebep olacak kadar ağır bir kokusu var.
Victorian Houses(Painted Ladies) - Golden Gate Bridge - Pier 39-Fisherman's Wharf -Cram Cowder Soup
Malum saat farkı 10 saat olunca biraz biyoloji etkileniyor. Sabah erkenden kalkıp günün planını yaptık. Bugün tam gün olarak San Francisco'da birlikte geçireceğimiz son günümüz. Ben Türkiye'ye dönüşüm öncesi 4 gün daha San Francisco'dayım ama yalnız.
Çektiğimiz her fotoğraf sanki birer postkard gibi geçiyor negatiflere.
80-90'ların dizisi Full House (Bizim Ev) in jeneriklerindeki ev meğer buradaymış. Çocuktuk evet ama öyle bir kazınmış ki beynime.
Bol bol
fotoğraf, biraz temiz hava ve parkta takılmaca sonrası Route #5 ve sonrası Route
#28 ile "Golden Gate Bridge" e varıyoruz.
San Francisco' nun belki de
tüm hafızalardaki ilk akla kazınan görüntüsüyle başbaşayız.
Golden Gate
1937'de yapımı tamamlanan, zamanının pek çok rekorunu kırmış olan; şimdilerde ise
dünyanın 7.uzun asma köprüsü olma özelliğine sahip bir köprü. Köprü, San
Francisco'yu Marin County'nin kuzey bölgeleri ve daha seyrek bir
yerleşim olan Napa ve Sonoma Valley ile birleştiriyormuş. Hakkında okurken en çok dikkatimi çeken
bu turuncu rengin ortaya çıkışı oldu. İlk planlamada gri renge boyanması düşünülürken, Amerikan
donanması, gemilerden kolay görünebilmesi için köprünün siyah ve sarı çizgili
boyanması istenmiş; ancak bitim aşamasında mimar Edwin Morrow'un köprüyü kırmızı paslanmazdan koruyucu
astar boya ile görünce köprünün bu renk ile deniz ve gökyüzünden ayrılıp,
sahildeki doğayla uyumlu olacağını düşünerek sıcak turuncu rengi seçmiş olması.
Uluslararası turuncu olarak
adlandırılan bu renk karayolları ikaz işaretlerinde de kullanılıyormuş.
Bugünkü üçüncü planımız Fisherman's Wharf'da
öğlen yemeği olarak şu meşhur ekmek içinde sunulan çorbadan (Cram Chowder Soup)
içmek...
Golden Gate Bridge'den üzerinde Fort Mason yazan otobüs
"route #28"
bizi 'Fort Mason'a kadar götürüyor. Burası küçük bir liman görüntüsüne sahip
çok sakin bir yer, Fisherman's Wharf' a doğru yürümeye karar veriyoruz..
Ghirardelli |
Yolda
buranın ünlü çikolata fabrikası olan Ghirardelli' nin önünden geçiyoruz. Girmek
istesek de o gün girememiştik; ben sonradan gittim. İçinde çeşitli hediyelik
eşyaların olduğu dükkanlar ve restaurantlar var; ve tabii çikolata satım
yerleri. Bence görülmeye değmez. Bu eski fabrikanın dışını görmek yeterli diye
düşünüyorum. Ama hediyelik çikolata almak isteyenler mutlaka uğrasınlar
güzel kampanyaar ve çok fazla çeşitte premium çikolatalar var. Lezzetler ise
efsaneydi. Ben bir de burada şarap tadımı yaptım. Küçük winehouse'larda 16-25$
gibi bir ücret ödeyip ortalama 6 adet şarap test edebiliyorsunuz. California
bölgesi üzüm bağlarıyla da ünlü. Buranın şarapları bir hayli güzeldi. Hatta
burada içtiğim 'sparklin shiraz' şarabını unutamıyorum. Mükemmel lezzeti halen
damağımda. Benim tadın yaptığım yer:
(11.güne bakınız)
İlerleyen
saatlerde haritalarımızda bulunan indirim kuponlarımızla burada birer dondurma
ziyafeti çekeceğiz.;)- demiş olsak da uğramamıza vakit olmadı :) sizin belki
vaktiniz olur diye fikirlerimizi de mutlaka yazıyorum.
Yemek yemek için herkesin
SF'da mutlaka yapılması gerekenler listesine eklediği Boudin' e oturduk. 'Clam
Chowder' denilen ekmek içinde sunulan bu " kremalı istiridye ağırlıklı
balık türlüsü" çorbasını sipariş ettik(çevirisi bu şekilde). Ekşi maya ile
yapılan ekmek içinde servis edilen bu midye çorbasının yengeçli olanı da
mevcut. Ben daha geleneksel olduğu için
midyeli olanı tercih ettim. Gabriella ise sandviç yemeği
tercih ediyor. Brezilya'da da bu çorbadan çokmuş. Amerika'da en sevdiklerim listesinin başında içeceklerin "Refill" dedikleri -istediğiniz kadar doldurulabiliyor- özellikte olması ve tabiki asla suyu ücretlendirmemeleri. İster kola ister şarap ya da başka ne içerseniz için yanında da kocaman bir bardak suyunuz beraberinde gelir. $15.95'lık tadını pek beğenmediğim çorba sonrası zorunlu olarak doyuyorum. Ama denemeden bilemezdim; siz de mutlaka deneyin derim ve Boudin de için buranın en ünlülerinden.
Karın tokluğu
sonrası downtown'a gidip
önce hostelimizin önünden arabamızı kiralıyoruz; sonrasında ise biraz alışveriş
için Union Square Macy's e gidioruz. Akşam Macy's 7.katındaki Cheesecake
Factory'e uğramadan dönmüyoruz; birer kadeh şarap ile günümüzü sonlandırıyoruz.
Chesecake Factory mutlaka Amerika'da yapılacaklar listenizde olmalı. Ben geçen seyahatimde(Florida, 2009) neredeyse bir çoğunu denemiş olmam sebebiyle bu sefer cheesecakelerden kusur kaldım. İsmi sizi yanıltmasın burada sadece cheesecake değil pek çok mutfağın sunulduğu geniş bir yemek menüsü de mevcut. Sadece Dubai ve Amerika'da gördüğüm için söylüyorum; mutlaka gidin.
Favorlerim; classic & strawberry cheesecake, limonlu ya da karamelli olanı denemeniz.
İkinci günümüz de böyle bitiyor. Yarın 'Road Trip' için büyük gün...
Not: SF için mutlaka son 4 günü de okumanızı öneririm.
21.05.2015 - 3.gün "Road Trip Başlıyor "
Monterey - Monterey Bay Aquarium - Carmel - Mission Ranch
Erkenden başladı gene günümüz. Uyumak zor. Tam yerel saatlere alışacağım dönüş yolculuğu
başlayacak. Olsun; az da uyusam gezmek her şeye bedel! Bugün hedefimiz ilk
Monterey' e gitmek. Arabamız 2015 model bir Chevroke Jeep. Amerika'da araç
kiralamak çok uygun. Ben uzun araştırmalarım sonrası size mutlaka önceden
rezervasyon yapmanızı öneririm. Orada araç bulamayabiliyorsunuz. Fiyat karşılaştırmak
amaçlı en çok kullandığım sitelerden biri; http://www.rentalcars.com oldu. Sonunda THY-Miles and Smiles
kartımı da kullanabileceğim, ek sürücünün bedelsiz olduğu full sigortalı bir
aracı HERTZ den kiralamaya karar verdim. Sizlere önerim; mutlaka GPS'li bir
araç kiralamanız. Bloglardan okuduğum kadarıyla bir elektronik marketten GPS alıp;
memnun kalmadım diyip 15 gün içinde iade de edebilirsiniz. Biz risk almamak
adına aracı gpsli olarak $286 'a 7 günlük kiraladık.
Road Trip Başlangıç : San Francisco
,
Road Trip Bitişi: Los Angeles
olarak planladık ve dönüş uçak bileti aldık.
Küçük bir kasaba burası. Güzel bir hamburger menüsü sonrası Monterey Bay Aquarium' a gidiyoruz. San Francisco'daki Aquarium'u önermem; birini tercih edecekseniz mutlaka buna gidin.
Öğrenci olanlara öğrenci
indirimi de yapıyorlar; kimlik götürmeyi unutmayın. Aquarium 17.00 de kapanıyor
bilginize.
2-3 saat gibi bir
süre gezmek için yeterli. Bir de SanFranciscoCard (http://www.citypass.com/san-francisco) ile bu Aquarium'un dahil
olduğu seçenekler var. Çok daha uygun fiyatlara giriş bileti alabilirsiniz.
Zira bu kartınız varsa buraya giriş bedava .
En büyük balık adaylarından |
Okyanus dalgalarını bitkiler üzerindeki etkisi için yaratılmış bir suni dalga alanı |
Monterey Bay Aquarium sonrası
geceyi geçireceğimiz Carmel' e doğru tekrar yola koyuluyoruz. Virajlı ama güzel
bir yol sonrası Carmel'e varıyoruz.
CARMEL |
Carmel çok sakin bir kasaba ve belirli bir
yaştan sonra kişilerin yerleştiği, ya da daha çok zenginlerin yerleşmek için
tercih ettikleri bir bölge. Burada bizim hostelimiz "Hofsas House"
idi(http://www.hofsashouse.com/) . Çok memnun kaldık. Özellikle odaya götürebildiğimiz
kahvaltı favorim idi).
Carmel butikleri |
Carmel' e akşam 17.00 gibi vardık. Sokakların hepsi birbirine benzer bol bol wine testing(şarap tadımı) ve küçük butikler var. İnanılmaz güzel ve özel şeyler var; ama tabiki bizim bütçemize pek uygun değil. Bakmakla yetinebilmek çok acı.
Carmel'in tatlı mı tatlı butikleri |
Gözüme takılan minik bir ev ve çalışma osasındaki yabancı |
Gabriella odaya dönüşü tercih etti bense fotoğraf makinamla akşam
yürüyüşüne çıktım; bu esnada mükemmel bir yeri keşfettim. "MISSION
RANCH".
Mission Ranch, Carmel,California |
17 kere satılan bu çiftlik başlangıçta 160 dönümden oluşuyormuş 1850'lerden bu yana el değiştirmmiş. Şimdilerde bir hotel ve restorana ev sahipliği yapan bu hotel çok büyük bir ahıra sahiptir.
II.Dünya Savaşı sırasında Amerikan Ordusu ve Donanması için bir subay gazinosunda olarak, daha sonra özel bir kulüp olarak işletilmiş; o zaman pencereleri bazen olası bir Japon istilasına karşı karartılmış idi. Birkaç el daha değiştiren bu arazinin mülkiyet bölümleri Carmel milli eğitimine ve devlete satılmıştı.
Clint Eastwood,bu çiftliği kader özelliğinden kurtarmak için 1986 yılında çiftlik satın almış. En iyi mimarları getirerek dönem özelliklerine uygun restorasyon yaptırdıktan sonra en eski yapıları bile işletmeye açmış.
Olan bu hotel şimdilerde evlenmek için en çok tercih edilen yerlerdenmiş.
Akşam canlı müzik eşliğinde şarabımızı yudumlayıp aperatif bir şeyler atıştırdık. Yolunuz buraya düşerse kesinlikle gündüz vakti gitmenizi öneriyorum; şahsen ben çiftlikte tarlaya saldıkları kuzuları göremedim. Ama sabaha doğru çook daha güzelmiş. Yemek için de mükemmel bir tercih ;) emin olabilirsiniz.
http://www.missionranchcarmel.com/ bu sitedeki gündüz fotoğraflarına da bakmanızı öneririm.
Yarın yolumuz Santa Barbara'ya doğru, umarım hava güzel olur.
22.05.2015 - 4.gün "Road Trip Devam Ediyor "
Rocky Creek-Sea Lions-Hurst Castle-Santa Barbara
Ne bahtsızım, hava kapalı ve bulutlu. Oysa ki okyanus kıyısından giderken güneş yüzünü gösterseydi ne güzel yazı yaşardık. Yolculuğumuza başlamadan önce Carmel' in plajına gittik.
Carmel Beach |
Kocaman bir plaj, herkes köpekleriyle ya da yalnız başlarına
koşularını yapıyorlar. Böyle bir kasabada yaşamak güzel olurdu heralde. Birkaç ev ilanına baktım $7,000,000' dan başlayan fiyatlar beni benden aldı açıkcası.
Hep mi aynı araba olur :)) |
Yola koyuluyoruz, pasific road no1 "View
point" olarak belirtilen manzara noktaları ile dolu. Ara ara mola verip
fotoğraf çekiyoruz.
Yolda 1932 yapımı Rocky Creek Köprüsü'nde bol
bol fotoğraf çektik. Yol boyu bu tarz ahşap görünümlü tek li çiftli köprüler dolu. Birini kaçırsanız birine denk geliyorsunuz.
Biz Hurst Castle a girmedik. http://hearstcastle.org/tour-hearst-castle/ Burası George Hearst tarafından 1985 yılında 40.000 dönümlük satın alınarak tarihine başlamış; 1919 yılında, miras yolu ile kaldığı William Randolph Hearst sayesinde 250.000 'den fazla dönüm büyüyen İspanyolcada 'la Cuesta Encantada' olarak adlandırılan "Büyülü Tepesi." 1947 yılında Hearst ve mimar Julia Morgan Hearst Kalesi' ni yaratmış : 165 oda ve 127 dönümlük bahçeler, teraslar, havuzlar ve yürüyüş yolları; hepsi Hearst özelliklere ev ve onun efsanevi sanat koleksiyonunu sergilemek için inşa edilmiş. İlgisini çekenler için yazdım. Yukarıdaki internet sitesinden turlara rezervasyon yapabilirsiniz. Bekleyen otobüsler ile kaleye çıkartılıp rehber eşliğinde gezdiriliyorsunuz. $25 civarı , oradaki bir bayana danıştığımızda en çok tercih edilenin grandtour olduğunu söylemişti. İlgilenlerin dikkatine...
Devam edince yol boyunca deniz aslanlarını sail şeridi boyunca görmemek mümkün değil. O kadar fazlalar ki. Amaçları deri değiştirmek olan bu zararsız hayvanlar, karaya çıkıyorlar ve bir nevi peeling yapıyorlar. Ancak kötü bir haber buranın inanılmaz kokusu!!! Koşarak arabaya gitmeme sebep olacak kadar ağır bir kokusu var.
Yolun virajları azaldıkça varış noktamıza
yaklaşıyoruz.
Santa Barbara'ya otelimize varıyoruz. Otelimiz MOTEL(Orange Tree Inn) kıvamında
ama çok güzel.
Benim için rahatlığım ve temizliğim en önemli kriter otel seçimimde. Motelmiş, hostelmiş fark etmez. O sebep fiyat&fayda garantisi maksimum olan yerleri tercih ediyorum.
Orange Tree Inn, Santa Barbara, California |
Aman Dikkat !!! Amerika 'da mutlaka ücretsiz park yeri olan hotelleri tercih edin derim. Yoksa çok yüksek miktarlarda otopark ücreti ödeyebilirsiniz.
Eşyalarımızı bırakıp hemen araştırmalarımız sonrası karar verip Santa
Barbara Pier'e gidiyoruz (saat 15.00 civarı) burada park 45dk kadar ücretsiz yeterki aldığınız park fişini herhangi bir dükkanda onaylatın. Bu olay bu bölgede hep var özellikle AVM otoparklarını kullanıyorsanız- ki uygun olsun isterseniz daima onları tercih edin derim).
Santa Barbara Pier |
Pier de biraz takılıp surf yapanları, kanoya binenleri seyrediyoruz. Sabahları çok düşük ücretlerle catamaran eğitimi almanız, ya da kano ile ürek çekmeniz mümkün $10-12.
En ünlü kabuklu deniz mahsulleri restaurantlarını da burada bulabilirsiniz. Canlı canlı yengeçleri görüp canınız çekerse, yemeklerinin mükemmel olduğu söyleniyor.
One of the most famous Santa Barbara Restaurants |
Bizim fazla zamanımız olması ve havanında deniz için çok elverişli olmaması sebebiyle ertesi gün sabahımızı alışverişe ayırdık.
Santa Barbaba sokaklarında yürürken sanki Meksika'da gibisiniz.Meksika'ya gitmedim aslında ama filmlerden hissedilen o büyük avlulu yapılı evleri palmiyeleri görünce emin olun hissediyorsunuz.
Santa Barbara |
Burada 45 dk park hakkımızı kullanıp ; downtowna geçiyoruz. Bu Riviera hep Meksikan bar, bol tekilalı bol meksika mutfağı...
Buranın kokteylleri çook başarılı, SANDBAR,Santa Barbara |
Her yer birbirine
çok yakın; dolaşıp bir yerel restaurantta yemek yiyoruz.
Gabriella seçimini
hamburgerden yana kullanırken ben özel soslu bir steak yemeyi tercih ettim. Ve
tabiki buranın meşhur biralarından tatmayı ihmal etmedim.
4 çeşit biradan favorim olmadı ne yazık ki;)
Akşam şehir yürüyüşü sonrası hotelimize dönüyoruz.
Geç kapanan mağazalarıyla ve yarattığı latin
atmosferiyle Santa Barbara' ya listemizde çek atıyoruz. Huzurlu bir tatil için gelinebilecek bir tatil kasabası.
Yarın yolculuk 1.8 milyon nüfusuyla Amerika'nın 8.büyük şehiri San
Diego'ya... En iyi iklimlerden birine sahip olduğu The Weather Channel tarafından onaylanan San Diego dünyada yaşanılacak şehirler arasında da en üst yerlerden birine sahip olan San Diego...
23.05.2015
- 5.gün "Road Trip Devam Ediyor "
Outlet - San Diego Downtown
Mükemmel bir uyku
gibisi yok.
Amerika'da en sevdiğim şey istersen çift kişilik 2 adet double yataklı odalarda kalabilmek. Güzel bir coffeebreak sonrası yola çıkıyoruz. San Diego Santa Barbara'dan 1,5 saat uzaklıkta. Los Angeles'tan Önce San Diego'ya gitme sebebimiz önceden yaptığımız araştırmalarda San Francisco' ya uygun uçak bileti bulamamamızdı. Hem de Los Angeles da daha çok zaman geçirmek istiyorduk.
Amerika'da en sevdiğim şey istersen çift kişilik 2 adet double yataklı odalarda kalabilmek. Güzel bir coffeebreak sonrası yola çıkıyoruz. San Diego Santa Barbara'dan 1,5 saat uzaklıkta. Los Angeles'tan Önce San Diego'ya gitme sebebimiz önceden yaptığımız araştırmalarda San Francisco' ya uygun uçak bileti bulamamamızdı. Hem de Los Angeles da daha çok zaman geçirmek istiyorduk.
(Not: Siz Los
Angeles-Las Vegas şeklinde bir tur da planlayabilirsiniz; planlamada gün sayısı
çok önemli. Biz Vegas'ı elemek zorunda kaldık. Bekarlığa vedaya artık;)
Veeee outletler!!!
Veeee outletler!!!
Amerika'da alışveriş herkesin ne yazıkki kendini kaybettiği bir nokta. Her eyalette olduğu
gibi California'da da outletler biraz şehir dışlarında. Biz yolumuz üstünde
olan ve mağazaları kapsamında en çok işimize gelenini seçtik. Premium Outlet'ler
bir zincir yolumuz üstünde bir tane olması üzerine günümüzün bir kısmını burada
geçirmeye karar verdik. Önceden mutlaka internetten VIP üyesi olmalısınız-ki bu
ücretsiz.( Bu siteden http://www.premiumoutlets.com/) Sitede istediğiniz outletleri
seçip indirminiz olan tüm mağazaları görebiliyorsunuz. İkinci yapmanız gereken
ise outlete gider girmez 'Information Office'e gidip bir kupon broşürü almanız.
Unutmayın iki yazdığım şey ayrı. İndirim oranları farklı olabiliyor. Burda çook
işinize yarayacak indirimler mevcut. Yalnız şunu da söylemek isterim ki bazı
ürünleri 'ROSS' isimli bir mağazadan çok daha uygun fiyata aldım. Eğer fazla
zamanınız kalmaz da alışverişi bitiremezseniz; ki biz bitiremedik; üzülmeyin. Amerika'da
imkanlar asla bitmiyor.
Biz sabah 10.00
gibi Premium Outlet zincirinden bize en yakın olan Camarillo Outleti'ndeydik.
3saat ayırsak da burada 5-6 saatimiz gitti. Amerika'ya geldiğim bu dönemde 1
dolar = 2.7 tl olduğu için bence neredeyse çoğu şey Türkiye ile aynı.
Dolayısıyla daha neler neler alabilcekken pek çok şeyi eledim.
Olabildiğince
çabuk arabaya atlayıp San Diego' ya yola koyulduk. San Diego'ya giderken bile Los
Angeles 'ın ünlü trafiğiyle karşılaştık. San Diego' daki otelimiz ism "Old
Town Inn". Mükemmel güleryüzlü personeliyle kendisi favorimiz oldu;) Ancak
yerleşimi itibariyle old town dedikleri bölgede belki daha merkezde kalmak daha
iyi olabilir. Tercih sizin. Kahvaltımızda waffle bile vardı.
California eyaletnde güneye
indikçe daha bir meksikalı sayısı artıyor. Buranın büyük yüzdesi meksikalıymış
zaten. Downtown geziyoruz, ve bir şeyler yiyip içmeye oturuyoruz.
Bugün de böyle bitiyor. Yarın San Diego...
Bugün de böyle bitiyor. Yarın San Diego...
24.05.2015 - 6.gün "San Diego
San Diego Downtown-San Diego zoo- Coronado Island
Sabah downtownu gezmeye erkenden hazırlanıp iniyoruz.
Öğleden sonra vaktimiz kalınca Sea World ya da
San Diego Zoo arasında bir seçim yapalım dedik;
ve tabiki pandalar ağır bastı
ve hayvanat bahçesine gittik.
Açıkcası Tampa, Florida Busch Gardens'a daha
önceden gittiğim için burayı tek farklı yapan şey -pandalarıydı. Ama o kadar
tatlılardı ki!
Zoo sonrası San Diegoluların tatil yöresi olan ve şehre 5-6km uzaklıktaki köprü ile bağlantısı olan Coronado adasına gittik.
Burada tam bir Amerikan havası hissediyorsunuz.
Çok nezih bir yer ve batı kıyısındaki pek çok sahil gibi buranında upuzun bir kumsalı var; ancak hava kapalı olduğu için fotoğraflarımızın pek
tadı yok...
Bir panda ailesi |
Bamboo katilleri olarak da anılıyorlarmış; katil dediysek de çılgın gibi bamboo yemelerinden bahsediyorum
|
Souvenier shop |
Burada tam bir Amerikan havası hissediyorsunuz.
Çok nezih bir yer ve batı kıyısındaki pek çok sahil gibi buranında upuzun bir kumsalı var; ancak hava kapalı olduğu için fotoğraflarımızın pek
tadı yok...
Akşam olup da şehir ışıkları gözükünce acıktığımızı fark ediyoruz, yolda marina bölgesinden geçerken çok güzel bir deniz ürünleri restaurantı görüp burada yemek yemeğe karar veriyoruz. Gabriella balık yemeyi tercih ediyor; bense deniz mahsullü bir salata yiyorum. Hayatımda bu kadar güzel soslu bir salata yememiştim.
Açlıktan yemek öncesi fotoğraf çekmeyi unutmuşuz |
Bluewater BoatHouse Seafood Grill |
Mükemmel bir akşam yemeği sonrası Los Angeles'a doğru yola koyuluyoruz.
Yollar gece nispeten daha boş; akşam geçmeyi
tercih etmemizdeki sebep bu idi; çok da doğru tercih yapmışız.
1.5-2 saate Los Angeles'tayız. Buradaki
hostelimiz Titta Inn. Çok güleryüzlü personelleri olsa da bir dahaki
ziyaretimde farklı bir yerde kalırım. Ama en uygun fiyatlı bulabileceğiniz
hotel vasıflı konaklamalardan biri; yine de inceleyin derim. Los Angeles
konaklamalarında şehirde neyin ilginizi çektiği önemli. Yoksa her yer
birbirinden çok uzak. Arabanız olması size avantaj ve bence mutlaka olmalı.
25.05.2015 - 7.gün "Road Trip Devam Ediyor " Los Angeles
Walk of fame-HOLLYWOOD Sign-Griffit Park
Los Angeles
turumuza tabiki "Walk of fame" ile başlıyoruz. Hollywood
Boulavard' da bir avm bulup arabayı oraya park ediyoruz.
Park açısından en avantajlısı bu genelde; tek yapmanız gereken park fişinizi 'validaded' hale getirmeniz-ki bunu herhangi bir mağazadan yapabilirsiniz rica ederek, bu noktada Türk cazibenizi kullanın derim:) Biz zaten güzel bir restaurantta karnımızı doyurmuştuk, orada onaylattık.
Walk of Fame 2.1
km uzunluğunda, 1958 yılında oluşturulan ve 2400 den fazla ünlünün yıldızlandırılarak
ölümsüzleştirildiği bir yürüyüş yolu aslında. Ayda yaklaşık iki yıldız
ekleniyor olması da wikipedia'nın bilgilerinden. Gerçekten beklentim çok büyük
olduğu için belki de ben hiç beğenmedim; ama görülmeden gelinmeyecek yerlerden
sonuçta. Çok ünlü yapım şirketlerinin yer aldığı bu ünlü cadde aynı zamanda pek
çok müzeye alışveriş merkezine de merkez olmuş durumda.
Buradan sonra
durağımız 'Hollywood Sign'. GPS'e yazdığımız anda beliren yoldan ilerlerken
mükemmel bir yerleşim yerinin içinden geçiyoruz. .Bu yerleşim yerinin içinden döne döne çok keskin
virajlardan çıkarak tepeye ulaşıyorsunuz. Evler hep yemyeşil bahçeler içinde
konumlanmış, özel sakin ve mükemmel LA manzarısına sahip.
Los Angeles |
HOLLYWOOD SIGN...
1923 yılında tahta levhalardan kurulup 1978 de çelik haline getirilen ortalama 14
m yüksekliğindeki ve 110 m uzunluğundaki bu yapı; aslında Los Angeles'ın
simgesi gibi adeta ve tabiki Amerikanın kültür mirası listesinde.
"View Point"
olarak zaten sizi uyarı levhaları araçla yönlendiriyor ve en güzel
görülebileecek bir tepeden bol bol kendinizi fotoğraflayabiliyorsunuz.
Buradan ise gün batımınn süper olduğunu
okuduğumuz Griffith Park'a rotamızı çeviriyoruz. Burası adı üstünde bir park
aslında. Yemyeşil geniş bir arazinin içinden geçerken piknik alanı olarak
kullanıldığını, binicilik merkezleri, golf oyun alanı, hayvanat bahçesi olduğunu
görüyoruz ve manzarayı izlemeye en tepeye çıkıyoruz. Çıkarken pek çok ünlünün
yaşadığı ve yaşamakta olduğu Beverly Hills içinden geçiyoruz.
26.05.2015 - 8.gün "Road Trip Devam Ediyor " Los Angeles
Santa Monica-Malibu Beach Lagoon-Venice Beach
Bugünümüzü tamamen
Los Angeles beach'lerine ayırmaya karar verdik. Hava güneşli :) Sonunda
getirdiğim yazlık bier şey giyebileceğim diye o kadar sevindim ki :) Hatta
özenip bir de şapka taktım turist Ömer misali...
İlk durağımız Santa Monica.
Resim yazısı ekle |
Öğlen yemeğimizi burada sahil kenarındaki
"Blue Plate Taco"da yiyoruz; tam bir meksikan yemeği yemek isterseniz
tavsiyemdir; ve tabiki buradaki cocktaillerden için. Ben Hibiskus Margarita içtim; son derece mükemmeldi;
bir tane ile yetinmeyip bir süre sonra sürahi versiyonuna geçiyorsunuz. Demedi
demeyin.
Yemeklerimizin siparişini bu konuda uzman olan Gabriella veriyor. her şey mükemmeldi burada.
Bugünkü ikinci durağımız Malibu Beach. Çok yakınlar zaten Santa Monica ile. Yol kenarına aracınızı park edip sahilde yürüyebilirsiniz. Burada Lagoon hariç pek bir şey bulamadık.
Malibu Beach Lagoon |
Sanırım kuşlar için korunmaya alınmış bir bölge idi burası. Çok sayıda göçmen kuş vardı. Birkaç surf yapandan başka da bir şey bulamadık.
En son olarak da Venice Beach'e gidiyoruz. Bir süreden sonra tüm beachler aynı geliyor zaten, ama görmeden olmazdı; burada biz yapamasak da bisiklet kiralanabilir diye düşünüyorum. Hani o televizyonda patenli kızların sahilde bikinileriyle dolaştığı partilerin her yerde olduğu ünlü beach işte burası.
Hava iyice karardı; Los Angeles'ın görmeden gitmeyinlerinden olan en ünlü caddesi Rodeo Blv'a uğruyoruz. Tabiki bomboş ama ışıl ışıl bu caddeyi de görüp yorgunluktan bitkin halde hotele dönüyoruz
.27.05.2015 - 9.gün "...veeee Road Trip Biter " Los Angeles & San Francisco
Los Angeles-San Francisco uçusu, Pier 33, Fisherman's Wharf, SF Downtown alışveriş
Bugün yolculuk var.
San Francisco'ya uçakla dönüyoruz.
San Francisco'ya uçakla dönüyoruz.
Biletlerimizi 70 dolara aldık, hatırı sayılır bir süre önceden almış olsak da bu fiyat en uygunuydu.
Dikkat!!! Yalnız küçük bir ayrıntı
sizlere; ülke içi (domestic) uçuşlarda Amerika her bagaja ek ücret alıyor.
(Yalnız uluslararası bir uçuşa bağlantı yapacaksanız onun koşulları geçerli.) Ve
aldığı bagajın da bir üst kilo limiti var üstü ise 100-200 dolara yakın ücret
ödüyorsunuz. Eğer bagajınız ağır ve çok olacaksa fiyat&fayda karını düşünüp
70dolar daha verip VIP uçamanızı ve 3 bagaj hakkına sahip olmanızı öneririm.
!!! Ve tabiki burada boardingler ve check-in'ler
Türkiye gibi değil; kesinlikle 2saat önce gitmenizi öneririm.
Biz sıkıntı
yaşadık geç gittiğimiz için.
San Francisco'da Gabriella'yı yolcu ettim; şimdi tatilin -yalnız- olan kısmına başlıyorum.
Hostelimin konumundan ve olanaklarından o kadar memnundum ki tekrar buraya rezervasyon yaptım. Hostele yerleşip ilk olarak Fishermans Wharf'a gittim. İkinci kere buraya gidişimdi ve yürüyerek gittim. Yurtdışında yürüyerek bir yere gitmeye bayılıyorum. Amacım çekemediğim kareleri yakalamaktı.
Ama malum San Francisco'nun inişli çıkışlı tepeleri bir süre sonra sizi nefes nefese bırakıyor. Buraya giderken Çin mahallesiin içinden geçiyorum. Sağlı sollu çin lokantaları ama bildiğimiz esnaf lokantaları tarzı; asla içine girip oturacağımız cinsten değil. İki taraflı masaj salonları var. İçimde kalan bir şey varsa o da şunların içine girip masaj yaptırmamak. Öyle bir masaj salonu algım var ki güvenip yaptıramadım. Ama en azından Refleksoloji dedikleri ayak masajından yaptırabilirdim. Çok çok ucuzdu; siz ben olmayın ve mutlaka yaptırın.
Bu ülkenin neden obez olduğu anlaşılmayacak gibi değil; hamburgerlerin lezzeti inanılmaz. Sonrasında alışveriş yapıyorum ve yine yürüyerek buranın ünlü Lombard Street'ini de görerek downtowna doğru yola koyuluyorum. Bu sokak kısacık bir sokak aslında ama içinde 8 adet 180 dereceye yakın keskin dönüşü var.
Downtown'a dönerken Russian Hil'in içinden geçiyorum. Burada pek bir özellik yok sırf merakımdan yürüyerek geçtim. Yarın Alcatraz için cruise aldım. Bakalım.
28.05.2015 -10.gün 'San Francisco'
Alcatraz-Mission Pie Cafe
Sabahtan 7 numaralı
tramvay ile Alcatraz Cruise larının kalktığı Pier 33'e gidiyorum. Mutlaka rezervasyon yaptrın. Yoğun dönemlerde 1-2 hafta nceine kadar rezervasyon tarihleri sarkabilir.Bilet çıktınızı alın. Belirli saatlerde sırayla gemi kalkıyor. Totalde tur 2 saat 30 dakika kadar sürüyor. Bir kulaklık veriyorlar; ve ondaki talimatlar ile geziyorsunuz.
1861 - 1963 yılları arasında cezaevi olarak kullanılmış bir adadır.
San Francisco Körfezi'nde sahile 2,4 km uzaklıkta 9 hektar alana yayılmış olan Alcatraz Adası, ABD'nin en ünlü hapishanelerinden biri olma özelliğini taşımıştır.
|
1969-Yerlilerin Alcatraz Adasını bildiri yayınlamak için bir merkez olarak görmeleri sonucu başlatılan işgal eylemi ve o günlere ait birkaç yazı |
Alcatraz Adası, birçok ünlü suçluyu "ağırlamıştır". Bunlardan bazıları; Al Capone, Doc Barker, "makineli tüfek" George Kelly, "kuş adam" ya da Alkatraz Kuşçusu olarak bilinen Robert Franklin Stroud, Bonnie ve Clyde ikilisinin şoförü Floyd Hamilton ve Alvin Karpis gibi isimlerdi.
Hükümlülerin sayılarla isimlendirildiği Alcatraz' da çok basit temel gereksinimler dışında hiçbir ayrıcalık yokmuş. Cezaevi kitaplığından yararlanmak için bile en az beş yıl sorun çıkarmayan bir mahkûm olma şartı aranıyormuş, aşırı akıntıyla çevrili adadan kaçışın çok zor olduğu hapishane koşulları, esir kamplarına benziyordu. Sığınma yeri, yemek, kıyafet ve sağlık yardımının dışında hiçbir şey verilmiyordu. Çoğu mahkûm, günün 23 saatini hücresinde geçiriyordu. Ancak fırsat gelirse, dışarıya -temizlikçi olarak- bir saat kadar çıkabiliyorlardı. Ana binada kapılar ve pencereler, demir parmaklıklarla kapalıydı. Burada ve gözetleme kulesinde silahlı görevliler vardı. Adanın etrafı ise soğuk körfez suları ve bolca köpekbalığı ile çevriliydi. Şu sıralar turistik mekan durumunda olan Alcatraz’dan -hepsi başarısızlıkla sonuçlanan- 14 adet kaçma girişimi olmuştur.
Alcatraz sıcak duş alınması ile bilinen nadir hapishanelerdenmiş; amaç soğuk suya mahkumların alışmaması |
Suçlunun odasına yerleşmesi sonrasu verilen yazılı kurallar |
Genel bir hücrenin görüntsünü |
Adanın cezaevi olarak kullanıldığı süre içinde 29 yılda 34 mahkûm 14 ayrı kaçma girişiminde bulundu. 23'ü yakalandı, ikisi boğularak, sekiz hükümlü öldü, yakalanamayan sadece beş kişi kaldı.
1946 yılında yaşanan isyan girişimi kanlı bastırıldı: iki gün süren çatışmalarda üç hükümlü, iki güvenlik görevlisi öldü, 18 görevli yaralandı. Yakalanan üç hükümlüden ikisi gaz odasında ölümle cezalandırıldı. 1962 yılında gerçekleşen son kaçış olayında, kaçak hükümlülerin yakalanamamış olmasının sonucunda aynı yıl cezaevi kapatıldı, hükümlüler başka yerlere nakledildi.
2005 yılında Johnny Wilson adında dokuz yaşında bir çocuk, Katrina Kasırgası kurbanlarına yardım için para toplamak amacıyla "kaçılamaz" denilen Alcatraz adasından San Francisco'ya iki saatten az bir sürede yüzerek geçti.
2008 Şubat ayında Alcatraz Cezaevi'nin yıkılması için yapılan referandum, San Francisco'lu seçmenlerin % 72'lik oy oranıyla reddedildi.
Bugün Alcatraz Adası ve Alcatraz Hapishanesi, yılda 750 bin ziyaretçinin gittiği bir müze ve 1982 yılından beri Golden Gate Ulusal Dinlence Bölgesi’nin bir parçası olarak kullanılmaktadır.
Alkatraz Adası ve Cezaevi'yle ilgili olarak IMDb kaynaklarına göre 19 sinema filmi çekilmiştir.
Beni Alcatraz hep çok etkilemiştir; onun için hakkında bir şeyler yazmak istedim.
Arkasından internette yorumlarını okuduğum "Mission Pie"a gitmek üzere otobüse biniyorum.
Yolda inip bir zenci mahallesinin içinden geçiyorum. ortalama 8 km yol sonrası varıyorum. Butik bir pie dükkanı burası. Öyle güzel lezzetler var ki... Hele bir de benim gibi aç iseniz. Oradaki bayanın tavsiyesiyle; Apple rhubarb pie 4$ ve kahve 1.5$ alıp yerime geçiyorum. Arkasından bir de limonlu olan piedan denedim. Bu Elmalı kadar güzel değildi; elmalı efsane idi mutlaka gidip deneyin.
İnternet sitesi http://missionpie.com/ inceleyebilirsiniz; çok tatlılar. Günün pie menüleri burada yayınlanıyor.
My Apple Rhubarb-My favourite |
Chess
Wallnut
Strawbrrry rhubarb
Mixed Berry
Peach
Raspberry Chess
Vegan Mixed Berry
Peach Blackberry
Walnut
Banana Cream
Apricot Frangipane Tart
Mini Apple
Muffins
Scones
...bunlar sadece turta çeşitlerinin bir kısmı... Afiyet olsun.
29.05.2015 -11.gün 'San Francisco'
Sausalito-Guiradelli FactoryStore-Wine Testing-Old Tram
Gezmek için son günüme Sausalito'yu sığdırdım. Bunlar için Ferry Building Pier-1 (Port of SanFrancisco) iniyorsunuz. Hemen deniz kenarındaki bilet makinalarından gidiş-dönüş biletimi alıyorum. Sausolitoya bisiklet kiralayıp bile gidilebilirdi çok huzurlu bir yer. Saat 11.00 gibi gelen vapuruma binip yola koyuluyorum.
Ne zaman ki vapur hareket ediyor; ne kadar doğru bir şey yaptığımı
anlıyorum. Denizden SF manzarası bir mükemmel.
Port of San Francisco |
USA |
On the boat |
Sausalito'dan San Francisco |
Sausalito İstanbul'un Bebek sahiline benziyor, burada şehir
hayatından sıkılan ama SF gibi büyük bir eyaleti de terkedemeyen insanlar
oturuyorlarmış. Bu bölgeyi Golden Bridge Downtown a bağlıyor; tekne ile de
ulaşım var. Evler yemyeşil, sahili var, her yer minik minik butikler dolu. Çok
çok temiz ve sakin.
Sausalito |
Biraz dolaşıp bir Starbucks kahvesi sonrası geri dönüyorum.
Tavsiyem , geldiğiniz vapurdan inerken dönüş saatlerine de bakmanız. Çünkü
ortalama 1-2 saatte bir vapur var.
Dönüşüm sonrası Gabriella ile gidemediğim Giradelli Çikolata
Fabrikasının olduğu yere gidiyorum ancak burası restaurantlar dolu, benim
hayalim fabrika gezmekti oysa ki. Ben de şarap tadım evine girip biraz
california şaraplarını tadıyorum.
Favorim; önceden de yazmıştım; Sparkling shiraz...
Bugünümü de böyle tamamlayıp binmeden dönmemek için tarihi tramvaya biniyorum.
Ttek yön $6 olan bu eski tramvayın bence çok da bir özelliği yok; ambiyansı yaşamak adına binilebilir.
NOT: SF ulaşım kartınız var ise cablecar da ücretsiz bilginize.
31.05.2015-12.gün
'San Francisco'
Alışveriş ve Türkiye'ye Dönüş yolculuğu
Son günümü
tamamen alışverişe
ayırdım. Sabahtan 14.00a kadar olan vaktimi mağazaları gezerek kullandım.
Amerika'da ROSS isimli bir mağaza keşfettim. Florida'ya gittiğimde bu mağaza
dikkatimi çekmemişti. Pek çok markalı ürün inanılmaz fiyatlara satılıyor. Ben
gittiğimde dolar 2,72tl civarı idi o sebeple aşırı alışveriş alamadım; ama
mutlaka almam gereken nedir derseniz, Guess markası(buranın pazar malı resmen),
Calvin Klein, her tür parfüm-özellikle AVM' lerde orta standlarda satılan,
Apple ürünleri, genel olarak elektronikler Türkiye'yle kıyaslayınca ucuz. Amerikanın
zincir mağazası Macy's de dönemsel olarak çok indirim oluyor. Bir şey
alacaksanız da buradan saat almadan dönmeyin !!! Burberry marka saatler bile
Türkiye'nin yarı fiyatı.
Gene
dayanamadım bir sürü alışveriş yapıp uçak için yola koyuldum.
Ücretsiz verilen
City Guide'lardan her yerde bulabilirsiniz, içlerinde birçok indirim kuponu
var. Ben bu kuponlardan birini kullanıp 10 dolara havaalanına transfer oldum.
SF'de uber de çok yaygın. Daha önceden bilsem bu uygulamayı da kullanabilirdim.
THY'nın
SanFrancisco-İstanbul uçuşu ile 13,5 saat sonrası ülkeme iniş yapıyorum.
Sonrası
ise malum; gelsin JETLAG :)
Bir
sonraki seyahatimde görüşmek üzere...